ÖRDEKLERDE ÇİPUMA HASTALIĞINDAN KARBÜRATÖRDE JİKLE AYARINA KADAR HER KONUDA HUYSUZLANABİLME YETİ'SİNE SAHİP BİR ŞAHIS. ONEMLİ YANİ...

Cuma, Eylül 01, 2006

"Geçenlerde bir gün...." toplu gösterimi

+ Geçenlerde bir konu için “yok olduğunu varsayıyorum” dedim, sonra da düşündüm “buna kısaca “yoksayıyorum” diyebilir miyim? Diyemezsem niye diyemiyorum? Kim tutar beni, bir? Kim anlamaz ne demek istediğimi, iki?"

Yok eğer diyebiliyorsam www.tdk.org.tr’de niye yok? Konduğu zaman bana telif hakkı ödeyecekler mi? En azından yukarıdaki cümleyi “örnek cümle” olarak kullansalar o da yeter.

+ Geçenlerde Agassi-Baghdatis US Open tenis maçını seyrediyorum. Baghdatis Güney Kıbrıs adına katılıyor. EuroSport spikeri anlatıyor. “Baghdatis’in babası, Lübnan asıllı. Zaten Baghdatis soyadı da oradan geliyor” Nasıl yani, "Baghdatis" olsa olsa "Bağdatlı" demektir...İyi ama Bağdat Lübnan’da değil ki, o zaman adamın ya kendisi ya dedesi Irak asıllı ya da sen haybeden bir “zaten” lafı ziyan ettin... Beyrut'tan gelmiş de söylemeye mi utanmış? Sen mi Beyrut ile Bağdat'ı karıştırdın?

+Geçenlerde IETT otobüsüne bindim. Biner binmez de gözüm “Cep telefonunu kapatın” tabelası aradı..Yok..Güzel, demek ki bu otobüs cep telefonlarından etkilenmeyenlerden. Yanımdakinin telefonu çaldı, o da açtı, başladı konuşmaya.

Bir kadın “otobüslerde cep telefonlarının yasak olduğunu bilmiyor musunuz?” diye çemkirdi. Adam da pısarak kapattı. Halbuki “hani bakayım, nerede yazıyor?” diye huysuzlansa %100 haklı çıkacak. Hatta bir de “hamfendi ben bu otobüsleri üreten firmada mühendisim, hangi otobüste kapatıp hangi otobüste açık tutabileceğimi sizden mi öğreneceğim?” dese, ballı lokma tatlısı...

Sırf “kadın acaba bu durumda ne diyecek?” merakı ile ya adamı fiştikleyeyim ya da ben huysuzlanayım dedim ama, tırnak içinde söylüyorum, “yemedi”. Tırnaklanabilir, tırnak içinde kalabilirdim. (Tamam, tamam..Tırnak içinde tırnaklanma esprisinin Yiğit Özgür'e ait olduğunu söyleyecektim ben zaten)

+Geçenlerde bir bisikletçinin tabelasında gördüm. “Her Türlü Bisiklet Alınır-Satılır-Takas Edilir

E tamam, zaten takas etmek de aynı kişiden elindekini alıp başkasını vermek değil mi?

Hem alıp hem satıyor olman takası da kabul ettiğin anlamına gelmez mi? “Takas Edilir” lafını yazmazsan “Bunu verip şunu alabilir miyim, farkı neyse ödeyeyim” diyene “yok kardeşim aynı kişiden bisiklet alıp ona satmıyorum. Çocuk oyuncağı mı bu? Git takas da yapan birinden al” deme hakkına mı kavuşacak? Veya bu haktan feragat ettiğini belirtmek için mi tabelaya bir de “Takas Edilir” ibaresi eklemiş.

Şimdilik bu kadar, son okuyan ışıkları kapatıp kapıyı çeksin, bir de dışarıdan yüklensin kapıya, bazen tam kapanmıyor. (Gelenler "Geçenlerde ..." diye muhabbete başlarsa hiç açmayın. Onların anlatacakları bitmez bir türlü)

Toplumsal ahlakın sopası hepimizin üzerinde olsun.