ÖRDEKLERDE ÇİPUMA HASTALIĞINDAN KARBÜRATÖRDE JİKLE AYARINA KADAR HER KONUDA HUYSUZLANABİLME YETİ'SİNE SAHİP BİR ŞAHIS. ONEMLİ YANİ...

Salı, Mart 04, 2003

HOY - 06

Görmemişin Anadolu Turnesi olmuş, tutmuş bütün yazıyı ona ayırmış…

3 gün içinde İzmir, Ankara, Adana’yı dolaştım (dolaştım dediğim elimde şehir rehberi ile dolaşmadım, belli adreslere gidip geldim (“belli adres” deyince cümle daha da içinden çıkılmaz hale geldi – şöyle anlatayım…ya ben size gözlemlerimi iletmekle mükellefim yoksa ne amaçla gittiğimi…neyse parantezi kapatayım ben) şimdi de ilk parantezi kapatayım) yol boyunca gördüğüm olaylardan, bir huysuzluk buketi yaptım:

+ İlk saçmalıkla Atatürk Havaalanında karşılaştım, sabahın 07:30’u bütün dükkanlar açık, bir tek Tekel’in satış bürosu kapalı..Sordum, 09:30-10:00 gibi açılırmış…E güzel, demek ki işin içinde kâr hırsı olmayınca “almasın eşek herifler, onlar uyuşturucu madde bağımlısı ise, bu benim sıcacık yatağımdan kalkmamı gerektirmiyor ki...Dükkanı hiç açmasam da aynı maaşı alacağım nasıl olsa” denilebiliyormuş.

+ Havaalanlarında anonsların İngilizce bölümünde şehirlerimizin adlarını yabancıların söylediği şekilde telaffuz etmek bir uluslararası havacılık kuralı mı?Niye Ankara değil de “Enkıra”, Adana değil de “Edına”, Antalya yerine “Entaalya”?Acaba biz Türkiye’deki telaffuz şekliyle söylersek uçağı mı kaçırırlar?Yanlış uçağa mı binerler?Olur mu canım, adam salak mı?Elinde kapı gibi uçuş numarası var, değil mi ama?

+ İzmir Konak meydanında Rauf Denktaş’a destek mitingi vardı…Ben geçerken ellerinde Türk ve KKTC bayraklı 30-40 kişi vardı, sonra sayı kaç oldu bilmiyorum.Bunlar Kıbrıslı ise, niye burada gösteri yapıyor?Yok, bunlar Türk ise onlara ne?Tek devlet çatısı altında birleşmeye karar vermesi gerekenler Kıbrıslılar değil mi?Onlar “yanlış karar verir” diye mi korkuyoruz?

Şöyle düşündüm, apartmanda komşumuz taşınmak isterse ona engel olur muyuz?Tamam; onun görmediği, bizim gördüğümüz yanlışları, eksikleri, avantaj-dezavantajları anlatalım da artık ona misafirliğe gitmemiz zorlaşacak diye taşınmasına engel olmaya çalışmak niye?Apartmanın “yüce menfaatleri” mi söz konusu?

+ İzmir’de Hıncal Uluç’un kavgasını verdiği Konak Pier’e götürdüler…İşletici ile Belediye arasında, verilmesi gereken planın ölçeği konusunda anlaşmazlık, ruhsatın iptali, alışveriş merkezinin mühürlenmesine kadar gitmiş…Şimdi tekrar açılmış ama gittiğimde çoğu dükkan kapalı, hiç kimse dolaşmıyor.

Arkadaşlara “e belediye izin verseydi de istediği ölçekteki plan gelene kadar dokunmasa olmaz mıydı?” Tamammış da, işleticinin yaptığı zorbalık değil miymiş, herkes böyle yaparsa bu işin sonu nereye varırmış…

Şöyle bir düşünelim, bugün özel televizyonlara karşı çıkan TRT’nin 1-2 kanallı günlerini özleyen yok, ama zamanında MagicBox zorbalık yapmayıp, kanun nizamın buna göre düzenlenmesini bekleseydi bugün bu ortama sahip olunur muydu?Özel radyo kanalları önce pıtrak gibi çoğalıp kanunun çıkmasını zorlamasaydı biz hala TRT-FM ve Polis Radyosunu dinliyor olmaz mıydık?

Sabah gazetesi, yasalara karşı gelerek, bayram günlerinde yayını sürdürmeseydi biz hala Bayram Gazetesi denilen ucubik gazeteyi okumaya zorlanmayacak mıydık?

“Her aklına esen, doğru yolda olduğuna inanan kanun-nizam tanımasın” demek istemiyorum. Zamanında mimar Gustave Eiffel’in de emeğinin geçtiği bir yeri, salhane ve balık pazarı olmaktan kurtarıp, eli yüzü düzgün bir alışveriş merkezi haline getirmeye çalışanlara biraz kolaylık göstermek kimseye zarar vermez. Hatta oradan gelecek vergilerle belediyeye de doğrudan yarar getirir…

+ Havaalanlarında metal dedektör kapılardan geçerken sistemin düdük öttürerek uyardığı insanları bir inceleyin…Hepsinde “hoydalaa, ne oldu ki şimdi?” bakışları…Yahu ne olacak, hoypirik? Alet üzerinde metal birşeyi algıladı ve öttü…

Hemen arkasından polise “ne olacak şimdi?” bakışları…Yahu ne olacak, zabullu? Üzerinde, ötmeye sebep olan nesneyi çıkartıp gene geçeceksin. Bunun için polisten yardım istemene gerek yok ki?

Ne yani, esas amaç, polisin “tamam abi, ben senin bu taraklarda bezin olmadığını anladım sen kapı ötse de boşver geç, benim için güvenilir bir vatandaşsın” demesini beklemek mi?Polisin, o vatandaşı kapı öte öte geçirmesine izin vermesine bakalım ben izin verecek miyim?

Öyle ya, polis havaalanında kalacak ama ben o vatandaşla aynı uçağa bineceğim. Denetleme konusunda benim polisten daha çok yetkim olmalı…Soyun, bir daha geç o metal dedektör kapısından hemşerim…

+ Ben Anadolu’yu dolaşırken mi oldu, ne oldu anlayamadım.Hande Yener “nasıl geçirdim lafı ama” dediği “son sözü söyledim/koymadı mı?” çizgisinden “evlenmeden olmaz” anlamına gelen “sen inanmasan da/ben inanırım aşkın saflığına (…)yaramazlık yok/binmeden evlilik sandalına” aşamasına ne zaman ve hangi arada ve kaç derede ulaştı?Takip edebilen var mı?

Bu yazının tavsiyesi : Ankara’yı bana sevdirmekte kararlı arkadaşlar sayesinde “Bilkent Center” Alışveriş ve Eğlence Merkezini gördüm.Çok hoşuma gitti, gurur duydum.Ankara’nın bürokrat ve siyaset kasvetinden çıkmış, bir tatlı huzur almak isteyenler için güzel bir mekân olmuş…Düşünenlerin, bu işe yatırım yapanların, fikir, emek ve sermayelerine sağlık.

Adana’da dürüm yiyecekseniz Hasan Usta’nın Barajyolu’ndaki restoranı en iyisi (imiş)…Gelin ile Damat’ın düğünden çıkıp dürüm yemeye gitmeleri de oraların bir geleneği olsa gerek…

Toplumsal Ahlak’ın sopası üzerinize olsun.

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home