ÖRDEKLERDE ÇİPUMA HASTALIĞINDAN KARBÜRATÖRDE JİKLE AYARINA KADAR HER KONUDA HUYSUZLANABİLME YETİ'SİNE SAHİP BİR ŞAHIS. ONEMLİ YANİ...

Pazartesi, Temmuz 11, 2005

HOY - 18

+ Fiyatları mı ucuzladı, kiralama yolu mu açıldı bilmiyorum ama etrafımda akülü arabalar çoğalmaya başladı. Çocuğuna akülü araba alan babalara tekme tokat girişmek istiyorum.

Sen çocuğuna bisiklet veya pedallı araba almak yerine saatte 5 km.hızla giden akülü araba al, sonra da “oğlumuz niye obez oldu, niye evde koltuk tepelerinden inmiyor?” diye şikayet et. De get...

+ Geçenlerde bir arkadaş, geçen yazımda söylediğime inanamamış. “Gerçekten buğulu cama yumruk bastırması yolu ile çocuk ayak izi yapıyor musunuz?” dedi. Ben “evet, ne var ki bunda? Sen de mi camların kirlendiğinden bahsedeceksin?” deyince, “Manyak mısınız siz, niye böyle şeyler yapıyorsunuz ki?” dedi. Meğer eşi de aynı şeyi yapıyormuş...

Konu buradan erkeklerin niye büyümediği, hep çocuk kaldığı, oyuncak sektörünün eşek kadar olmuş adamların sayesinde ayakta durduğu, ne zaman oyundan vazgeçip büyüyeceğimize geldi.
Arkadaşla konuşurken konu kafamda şekillendi. Erkekler çok erken yaşlarda, “hadi sen büyüdün artık, bırak bu oyuncakları, dersine bak, işine bak” diye çocukluk oyuncaklarından kopartılıyor, oyun dönemi kapatılıyor.

Hayatının geri kalan döneminde ise oğluyla ve oğluna diye aldığı oyuncakları ile oynamak için fırsat kolluyor. Sonra da gelsin aşağıdaki konuşmalar :

- Oğlum bak öyle değil böyle oynayacaksın, ver bakayım şu kumandayı..
- Oğlum, ev, tren yolunun bu kadar kenarında olur mu? Bak, uçağı da nereye koymuş yaa...Kalk şuradan kalk...
- Oğlum viraja girerken elini gaz tetiğinden çeksene...E bak gördün mü araba gene virajı alamadı. Öğretemedim gitti sana şu direksiyon kontrolünü...Bir ver bak...
- Ya, ne olmuş Darth Vader’cılık oynarken ışın kılıcı ile vazoyu devirdiysek? Bu kadar tantana edecek bir şey yok ki sevgilim....Tamam, bir daha olmaz...Tamaaam bundan sonra dışarıda oynarız...Yaa tamam dedim...Gerçekten...Ben en iyisi gideyim sabah dediğin gibi bulaşık makinesini boşaltayım, he?
- Langırtta bir maç daha mı? Tamam, hadi gel bakalım... Ama bu sefer 5 gol avans isterim...
- Oğlum bırak playsation’ı hadi biraz test çöz. Kapatma, kapatma...Vaaay Winning Eleven oynuyormuş, dur bakayım nasıl birşey?
- Bak, annen gelmeden yarış pistini toplayıp kaldırmamız lazım, ona göre...
- Eraaaay Simpsons başlıyoooor...

E peki kadınlar niye böyle değil? Onlar niye büyüyorlar? Hayır efendim, büyümüyorlar. Onların oyun çağı hiç geçmiyor. Küçükken de evcilik oynuyorlar, büyüdüklerinde de. Küçükken bebeklerini giydiriyorlar, büyüyünce eşlerini ve çocuklarını.

Geçenlerde eve girerken merdivenlerde evcilik oynayan küçük kız çocuklarını gördüm, evde de teyze kızları ile gün olayına girmiş sevgili eşimi...Aradaki fark sadece fincanların daha büyük olması, içlerinde su yerine gerçek çay olması, kurabiyelerin plastik fırınlarda değil de gerçek fırınlarda pişirilmesi. Küçükler bahçede evcilik oynuyor, Büyükler evde. Küçükken ayna karşısında dakikalar geçiriyorlardı, büyüyünce saatler. Bundan büyük mutluluk yoktur herhalde (yani küçükken sevdiğin bir şeyi büyüyünce daha uzun süreler yapma olanağı sebebi ile yoksa kötü bir niyetim veya şikayetim yok)

Örneğin eşim “eve gelmeden önce 2 saat misket oyna, yoksa seni eve almam, yarın da çivi oynayacaksın, Çarşamba’ya senin adına arkadaşlarına yılan oynama sözü verdim, gitmezsen ayıp olur” dese dünyanın en...demeyeyim de epeyce mutlu erkeklerinden biri olurum.
Ne yazık ki biz erkeklerin çocukluk oyunlarını devam ettirmelerine izin vermiyorlar. Bütün anlaşmazlık buradan çıkıyor. Çocukluktaki favori oyunlarımızdan doktorculuk – hemşirecilik’i bile oynamamıza izin vermiyor toplum. (Sevgili web-fm, isterseniz burayı sansürleyebilirsiniz. Tabi, bir grup hemşirenin site önünde posterlerimi yakmasını istemiyorsanız)

Beşiktaş’ta bir mağaza var. Adı : Toys for Big Boys...Tavsiye ederim...(Hayır yau, muzır şeyler yok)

+ Size de gelmiştir, geçenlerde bir arkadaş “Bunları biliyor musunuz?” adı altında bir sürü gereksiz bilginin sıralandığı bir yazı göndermiş...Bana hem de benim gibi huysuz birine..
Maddelerden biri

Ördek sesi yankı yapmaz. Nedenini de kimse çözemiyor..

Bu bilgi bana yıllar önce gönderilmişti. Saçma bulmuştum, madem ortada duyabileceğimiz bir ses var, yankısı niye olmasın? Sır Kapısı mı burası? Üşenmeyip araştırmış ve şu haberi bulmuştum :

Ördek sesi de yankılanırmış 08/09/2003 (195 defa okundu) AP - SALFORD -
Kim demiş ördeklerin çıkardıkları sesler yankılanmaz diye? Britanyalı bir profesör, ördek sesinin de pekala yankılanabildiğini kanıtladı. Britanya'daki Salford Üniversitesi görevli akustik uzmanı Prof. Trevor Cox, gerçekleştirdiği çeşitli bilimsel deneylerle 'ördek sesi yankılanmaz' tezini çürüttü. Prof. Cox, ördeklerin vaklamasının da tüm diğer sesler gibi yankılandığını, ancak kimi insanların yankıyı duymadıklarından, ördek sesinin eko yapmadığını düşündüklerini söyledi.

Aslanım Prof. Trevor Cox, Salford Üniversitesinin sana verdiği paraya helal olsun. Sayende arkadaşıma

Yani gıcıklık mı dersin, huysuzluk mu dersin, kıllık mı dersin, "işin gücün yok mu yahu senin?" mi dersin, "ne istiyorsun benden yahu?"mu dersin, "niye taktın bana kafayı?" mı, dersin, ne dersen de, seni yanlış çıkartmak boynumun borcu
-Ördeğin sesi yankı yapmaz.mış...
Yok yaaa, bu haber ne o zaman? Buyur sana Radikal'den konu ile ilgili haber...Buna ne diyeceksin? Şiştin mi? Uydurduğun şeyleri tek tek araştırıp gözüne sokmak isterdim ama inan vaktim yok..Şimdilik bu kadar

diyerek huysuzluk yapma olanağı bulmuştum.

(O yazının içinde bir de “pi sayısının 1 milyonuncu hanesi 9’dur” bilgi vardır, 2 gün sonra bir Japon’un Pi sayısının 83 bin 341.hanesini hesaplayarak rekor kırdığını yazdı. Yuh yani 1 milyon nerede 83 bin 431 nerede?)

Demek ki neymiş insan arkadaşlarına bir bilgi verirken ince eleyip sık dokuyacak. Ya ben o arkadaşın verdiği bilgilere güvenip eş/ahbap/dost meclislerinde kullansaydım ve rezil olsaydım. (Mesela pi sayısını hesaplayan kişi Japon mu Çin’li mi karıştırdım (zaten ben onları hep karıştırırım), açtım google’dan araştırdım. Hep böyle olmak lazım. Sorumluluk ve disiplin sahibi)

Şimdilik bu kadar, son okuyan ışıkları kapatıp kapıyı çeksin, bir de dışarıdan yüklensin kapıya, bazen tam kapanmıyor. (Diyecek birşey bulamıyorum artık. Geçen gün geldim gene ağzına kadar açık)

Toplumsal Ahlakın Sopası Üzerinize Olsun.

2 Comments:

Anonymous Adsız dedi ki...

Really amazing! Useful information. All the best.
»

2:09 ÖÖ

 
Anonymous Adsız dedi ki...

I say briefly: Best! Useful information. Good job guys.
»

2:19 ÖÖ

 

Yorum Gönder

<< Home