ÖRDEKLERDE ÇİPUMA HASTALIĞINDAN KARBÜRATÖRDE JİKLE AYARINA KADAR HER KONUDA HUYSUZLANABİLME YETİ'SİNE SAHİP BİR ŞAHIS. ONEMLİ YANİ...

Cuma, Temmuz 18, 2003

HOY - 09

+ ColaTurca reklamı konusunda yapacak hiç huysuzluğum yok. Bu kadar güncel ve herkesin bildiği bir konuda huysuzluk yapmak bana prim kazandırır bunun bilincindeyim ama yok işte. Pozitif milliyetçilik adı altında kavramlaştırdıkları özellikler güzel işlenmiş. Ama nedir o, Chevy Chase’i tanıtmak için kullandıkları “Amerika’nın Kemal Sunal’ı” benzetmesi yahu?

Eğer bunu Kemal Sunal’ı yüceltmek amacı ile kullanıyorlarsa artık onun buna ihtiyacı yok. Yok, Chevy Chase’i aşağılamak için kullanıyorlarsa ne gerek var, ayıp olmuyor mu? Chevy Chase, bırakın üzerine kariyerini yasladığı bir özellik olmasını, hangi filminde “e” leri ağız yaygınlığının izin verdiği ölçüde “eveeet” ve “eşoleşek” diyerek espri yapmış? Kemal Sunal’ı sevmezdim, sevemedim hatta bir nesil Türk insanının espri anlayışını düşürdüğü için yer yer sinir olduğum da oldu ama Chevy Chase’le (sebep ne olursa olsun) aynı kaba konulması beni yeni hezeyanlara sürükledi.

Eğer illa Amerika’da bir Kemal Sunal benzeri aranıyorsa bu Chevy Chase değil Jim Carrie olabilir. Chevy Chase’i bir Türk sanatçısına benzetmek gerekiyorsa bu ancak Şener Şen olabilir (niye? nasıl yani? gibi bir açıklama bekleyenlerin beklentilerini boşa çıkartıp bu paragrafı kapatacağım)

+ Bazı insanlar vardır, muhakkak hayatınızın bir döneminde karşılaşmışsınızdır. Kendisi ile ilgili bir olay anlatacakken şöyle başlatır cümlesini:

“Benim bir pis huyum vardır…”

“ Karşımdakini ne kadar seversem seveyim, bir yanlışını gördüm mü bir kalemde silerim”…

“Başladım mı koca bir tepsi baklavayı bitiririm, durmak bilmem”…

“Pire için yorgan yakarım”…

“Sevdim mi tam severim, ölümüne severim”…

“Karşımdaki kim olursa olsun, yanlışını pat diye suratına söylerim”…

“Sinirlenince dünyayı gözüm görmez”…

Şimdi nedir bu? “Ya kardeşim yanlış olduğunu görüyor ve biliyorsan değiştirsene bu huyunu” desek sonuç alamayacağız, “yok estağfurullah, sonuna kadar haklısın hoca” mı dememiz isteniyor? Yoksa “o birşey değil esas bende pis bir huy var…” deyip karşılıklı “pis huylar düellosu”na mı davet ediliyoruz nedir?

O zaman benim de şöyle pis bir huyum var: bu tip muhabbetlere sinir olurum…Beğenmediğin bir özelliğin varsa değiştir be kardeşim, sen o özelliğini beğenmiyorsan ben niye beğeneyim? Bundan sonra yapacağın pis huylara peşrev mi çekiyorsun, nedir?

+ Telefonla su siparişini ben verdiğim zaman evde hep aynı hikaye…

Sevgili eşim benim çok kaba biri olduğumu söylüyor ben de “haydaaa, ne var bunda?” diye şaşırıyorum. Ben telefonu açıp, “iyi günler” diyor, arkasından kod numaramızı söyleyip ( bu müşteri ilişkileri veritabanına dahil olmak çok güzel bir şey, her seferinde adres tekrarlamak zorunda da kalmıyorsunuz) teşekkür ederek kapatıyorum.

E başka ne diyeyim? Orasının su satan bir dükkan olduğunu, sudan başka birşey satmadığını biliyorum, bir taneden fazla su istesem bunun sayısını söylerdim, aksine bir şey söylemiyorsam demek ki bir tane istiyorum. Adamın istediği bütün bilgileri vermiş durumdayım, daha ne isteniyor benden?

Sevgili eşime kalsa hal hatır sormam, satışları hakkında bilgi almam, sularının ve servislerinin kalitesi hakkında geri besleme de yapmam lazım.

Hatta “geçen sefer gelen arkadaş çok kötü öksürüyordu, iyi oldu mu, ona içine elma kabuğu rendelenmiş ıhlamur filan içirin, mazallah ciğerlere inerse daha kötü olur..” gibi olayı aşırı yakınlık ve ilgi safhasına çeksem “How is yenge, kiss çoluk çocuk for me” ambiyansına bürünmüş halis Türk erkeği olacağım.

Bu yazının tavsiyesi: Kenan Doğulu’nun “Demedi Deme” albümünü alın (ama korsan kopyasını değil, orijinalini alın ki çocuk da kazansın). Ben bir tomar para verip Kilyos Solar Beach’teki albüm tanıtım konserine gittiğim için, cebime düşeni yaptığıma inanıp korsan aldım, ama siz öyle yapmayın. Veya şöyle yapalım, o konsere gidenler, o olmadı, çıktığı kulüplerden birine gidip maddi yardım yapanlar olabilir de ötekiler yasal kopya alsın, çocuk kazansın. Özellikle “Aşkım aşkım” şarkısı yeni bir “Kurşun adres sormaz ki” veya “Bugün pamuk kalbinden taşınıyorum” kadar yumuşak ve güzel bir parça olmuş.